20 Şubat 2013 Çarşamba

Şiir Aşk Şiirleri

Şiir Aşk Şiirleri

   Edebiyatla alakalı bilgisi olsun olmasın herkesin mutlaka bilgisi dahilinde olan bazı genel konular bulunmaktadır. Bu durum doğal olarak edebiyatın ne kadar da geniş alanlara yayıldığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer, daha da itiraz edilebilecek bir nokta kalmaz! Edebiyatın tüm hatlarıyla bilinmemesine rağmen alt kollarının bazı bölümlerinin herkes tarafından bilinmesini insanların kelimeler ile olan içli dışlı haline bağlayabiliriz. Konuşmanın, söz söyleme sanatının gücüne inanmayan ya da bundan etkilenmeyen yoktur öyle değil mi? Bu bilinirlik de en iyi bu şekilde açıklanabilir. Edebiyatın neredeyse tamamına yakın bir bölümünü sözsel işlevler oluşturduğu için herkes tarafından aşina olan konuların bulunması çok doğal karşılanmalıdır. Mesela bu duruma verebileceğimiz bir örneği düşünürsek eğer aklımıza ilk gelen şiir aşk şiirleri olacaktır.








   Esasında bakacak olursak bu konu hakkında bilgisinin olduğunu söyleyen bir takım kişilere şiirin özelliklerini, ölçülerini, yapılarını, türlerini, daha sonra da önemli şairleri ve bunlar gibi birçok konuyu sorduğumuz zamanlarda doğru düzgün bir cevap alamayacağımız kesin bir durumdur. Fakat buna rağmen sözlerin ifade gücüyle, bu konuyla hiç mi hiç alakası olmayan birini bile etkilemesiyle bu konu gücüne güç katmaktadır. Kuralsız da olsa, serbest de olsa, bazen imla hataları dışında da kalsa şiir potansiyelini büyütmeye devam etmektedir. Bu konunun detaylarını indiğimiz zaman görüşürüz ki en fazla tercih edilen türde şiir aşk şiirleri olarak önümüze gelecektir. Bunun başlıca sebepleri insanların duygusal bir yapıda olması ve özellikle de bazı zaman aralıklarında bu duygu yoğunluğunu en katı haliyle yaşamaları gelmektedir. Bu yüzden gerek sosyal ortamlarda en fazla paylaşılan, gerek de farklı kişilerin seslendirmiş olduğu türde en çok dinlenen şiir aşk şiirleri olarak gösterilir. Bu konunun kişiler arası ilişkilerde de büyük bir önemi bulunmaktadır. Birilerini sözsel anlamda etkilemek adına akla ilk gelen ve bu konuda en başarılı okunan tür şiirdir. Şiirde de farklı kategorilerde inceleyebileceğimiz tema, konu ya da anlam bütünlüğü aşkla alakalıysa en çok tercih edilen sanat dalı olarak gösterebiliriz bu aşk şiirlerini.

Kitap Türk

Kitap Türk

   Günümüzde en büyük gücü elinde bulunduran oluşum ne diye soracak olursak nasıl cevaplarla karşılaşırdık acaba? Çeşitli silahlar mı verilirdi cevap olarak, yoksa büyük mü büyük bir devlet mi? Ya da bunların yanı sıra çok daha farklı cevaplar gelirdi belki de. Peki, cevaplar arasında interneti hangimiz söylerdi? Elbette bu cevabı belirten olurdu fakat diğerlerine nazaran daha az bir seviyeye kalırdı bu cevap verilme oranı. Fakat abartısız olarak en büyük gücün internet sayesinde yapılabileceği gerçeğini çok rahat bir şekilde belirtebiliriz. Tabii sadece internet değil, internetin bağlantısını kurduğu insanlar da dahil olmak durumundadır bu gece. Yoksa tek başına pek bir anlam ifade etmeyecektir tanımlamasını yapmış olduğumuz bu kavramlar.











                
   Böyle yüksek bir güce ulaştığı için artık internet üzerinden sayısız şeyler yapılması mümkündür. Hatta dünyanın en zenginler listesine bakacak olursak bilişim bilgilerini sanal ortamda yaptıkları maliyetsiz projelerle birleştirip ortaya müthiş ilgi gören yapılar çıkardıklarını görürüz. Bu durum da doğrudan onların servet sahibi olmalarında etkili rol oynamıştır. Sadece internet üzerinden çok zengin olmuş birkaç kişiyi göstererek bu konuyu kapatmamız hiç ama hiç mümkün değildir. Çeşitli projelere internet üzerinden hayata geçirenler ya da işlerine internet üzerinden satış modülünü de ekleyen şirketler, bu olumlu hareketlerinin sonucunu ciddi maddiyat ve doğal reklamlarla almaktadır. Bu şekilde, internetin gücü sayesinde büyük gelişme göstermiş birçok sektör vardır. 

   Fakat bazıları vardır ki, internet onların çok daha iyi iş yapmasına olanak sunmuştur. Bu tür iş gruplarının içinde e - kitap satıcılarını en büyük örnek olarak göstermiştir. Bu sektörde en iyi hizmeti veren ve liderler arasında yer alan Kitap Turk internetin gücü sayesinde bu güne gelmeyi başarmıştır. Kitap Turk yapı olarak incelendiği zaman aslında çok da karmaşık bir düzene sahip olmadığı hemen göze çarpmaktadır. Ama zaten önemli olan da bu değil midir? Kullanıcıların kafasını karıştırmadan verilen hizmet en hızlı, en kolay ve tabii ki en güvenilir şekilde olmalıdır. İnternetten alışverişin pek bir iç rahatlığıyla yapılmadığı günümüzde bu alanın daha da gelişmesinde ve en büyük dostumuz olan kitapların çok daha az maliyetler ile geniş çevrelere yayılmasında Kitap Turk markası etkili rolünü sürdürmeye devam edecektir.  

Aşk Şiirleri

Aşk Şiirleri

   İnsanlar arasında en çok görülen duygu; genç, yaşlı, çocuk, bayan ya da erkek fark etmeksizin herkesi etkisi altına alan, bilinen her şeyi unutturan, bilinmeyenleri bildiren, aşk duygusu olarak tanımlanmaktadır. Bu duygu o kadar ilginç şekillerde karşımıza gelebilmektedir ki, aşık olmayan kişiler bu duyguyu tatmak adına ellerinden gelen her şeyi yapar. Amaca ulaşıldığı zaman her şeyin çok güzel olacağı, mutlu bir yaşamın başlayacağı hatta beraber olunan kişiyle evlenip hayatların birleşeceği bile düşünülür bu zaman diliminde. Fakat aşık olmuş olan bir başka kişiye baktığımız zaman da genel olarak düşünülenlerin, amaç edilenlerin, beklenenin, umulanın tam tersi bir etkileşimle karşılaşırız ne yazık ki. Çünkü genelde aşk insanları üzen, hayatını mahveden bir durum olarak tanımlanır sonuç evresinde. Bu şekilde acı tecrübeleri olan kişiler çevresindekilere nasihatler verir; kimseye ederinden fazla değer verme, kimseye güvenme, sakın ha hiç kimseye kendini kaptırma ve benzeri gibi öğütler havada uçuşur.





   Bu yüzden aşka dair olumsuz eleştirilerle, ayrılığı anlatan ask şiirleri ile çokça karşılaşırız. Fakat sadece aşkın kötü anlam ifade ettiğini, ileride mutlaka üzüntüye yol açacağını iddia edersek büyük bir yanılgıya düşmüş oluruz. Çünkü birbirine âşık olup yıllardır beraber olmuş sevgililer, aşk evliliği ile hayatlarını birleştirmiş karı koca çiftler azımsanmayacak derecede fazladır. Birilerinin dilinde hasreti, acıyı, özlemi ve benzeri gibi karamsar öğeleri konu almış olan ask şiirleri bulunurken, bazıların dilinde de sevmenin güzelliğini, mutluluğu, yaşama sevincini konu almış ask şiirleri vardır. Tüm bu göstermiş olduğumuz örnekler aslında bu duygunun ne kadar da ilginç, ne kadar da göreceli bir kavram olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Aşk adına ne dersek doğru olur ama tam tersi ne dersek yalan da olur. Aşk beyazdır dersek de doğrudur, aşk siyahtır desek de doğrudur. Aşk mutluluktur desek de doğrudur, aşk üzüntü desek de doğrudur. Ya da aşk bir sondur, aşk bir başlangıçtır da denebilir. Böyle geniş bir yapıya sahip olan duygunun en iyi şekilde idare edilmesini sağlamak, pozitif yönde ilerleterek güçlendirmek bayanların ve erkeklerin ellerindedir. Sevgiliye söylenecek ask şiirleri, yapılacak jestler ve sevgiyi en iyi şekilde gösterip kanıtlayarak bu duygunun en hayırlı şekilde devam etmesinin sağlanabileceğini, gözlemlerimize dayanarak çok rahat bir şekilde ifade edebiliriz ve bunu mutluluğu isteyen herkese gönül rahatlığıyla önerebiliriz...

13 Şubat 2013 Çarşamba

Şiir

Şiir

   Dilin çok çeşitli kullanım şekli bulunmaktadır. Kimi zaman söylenmek istenilenler şarkılarla ifade edilirken kimi zaman da sadece susulur. Fakat bilinmelidir ki en çok susarken konuşur aslında insanlar. Bunların yanı sıra tarih boyunca insanların hep kullanmış olduğu bir yöntem vardır ki o da şiir olarak gelir önümüze. Bu kavram kendi başına apayrı bir dünyadır, sanattır, insandır. Şiir, tanımlanması en güç olan ama aynı zamanda en kolay olan türlerden bir tanesidir. Tezat bir anlatım yapmışız gibi görünse de bu durum aynen bu şekildedir. Herkes şiir hakkında bir şeyler söyler, hatta kimi birkaç mısra mırıldanır ama kimse bu konu hakkında tam bilgiye sahip değildir. Ya da bu durumu bahsetmiş olduğumuz türün her söyleneni kapsayan yapısına da bağlarız. Şiir her kesimden ilgisini çeken bir sanattır. Herkesin tanıdığı ve geniş kitlelere mal olmuş, eserleri günümüzde bile aynı heyecanla okunup dinlenen şairler bulunmaktadır.








   Bu takip etmenin yanına bir de işin içine girme sevdası vardır ki sormayın gitsin, böyle konularda şair sayımız 5 hatta 10 hatta 20 katına çıkar. Bir iki mısra karalayan herkes kendini şair olarak addetmeye başlar. Bu vahim durumu yıllar önce üstat Aziz Nesin görmüş o muhteşem sözüyle olayı tüm çıplaklığıyla ortaya sermiştir. Bahsettiğimiz o sözde Aziz Nesin, Türkiye'de her 3 kişiden 4'ü şairdir, diyerek söylenecek başka söz bırakmamıştır. Elbette içten gelen duyguları kâğıda dökmek şiir yaratmak hoş bir eylemdir fakat birkaç kelam edildi diye kendini şair olarak görmek hem bu sanatın kalitesini hem de insan kalitesini düşürür. Bu noktada yapılabilecek en iyi iş oturup çok değerli şairlerin birbirinden güzel eserlerini okumak ya da dinlemektir. Ülkemiz bu açıdan gerçekten de şanslı bir yapıya sahiptir. Çünkü şöyle bir inceleyecek olursak geçmişten günümüze kadar çok büyük şairler gelip geçmiştir ve halen de alttan yetişen kaliteli şairlerimiz bulunmaktadır.

   Şiir dediğimiz zaman akla ilk gelenin bu sanatı icra eden kişi yani şair olduğunu düşünürsek bu konuda en önemli isim, hiç kuşkusuz ki; İstiklâl Marşımızın yazarı Milli Şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’dur. Daha sonra bu listeyi Necip Fazıl Kısakürekler, Can Yüceller, Nazım Hikmet Ranlar ve daha nicesi izler. Günümüzde şiir sanatını icra eden kişileri incelediğimizde ise Küçük İskender, Yılmaz Erdoğan, Bedirhan Gökçe gibi isimlerin yanı sıra genç yaşta çıkartmış olduğu şiir kitabı ve seslendirdiği 30 Şubat isimli şiiriyle beğeni kazanan Yuzarsif mahlaslı şair dikkat çekmektedir. Bunların yanı sıra şiir sanatına başarısız çıkışları, oluşturmaya çalıştığı yeniliklerle bu sanata çok büyük negatif etkide bulunan Batuhan Dedde ve benzeri gibi isimler de şiir dünyasının içinde çok zorlansa da kalmaya çalışmaktadır.

Roman

Roman

   Edebiyat hayatımıza göz gezdirdiğimiz zaman birbirinden önemli birçok tür ve bu türlere bağlı kalarak kaleme alınmış olan sayısız eser görürüz. Aslında her ne kadar kitapları türlerine göre önemli ya da önemsiz olarak ayıramayacak olsak da, bazı türler vardır ki genel bilinirlik oranı düşünüldüğü zaman bir miktar daha fazla tanınmaktadır. Bu türe verilebilecek en belirgin örnek, edebiyat dalının çok önemli bir ferdi olan roman olmaktadır. Çünkü geçmişten günümüze kadar edebiyat dünyasına kazandırılmış ve okurların beyninde iz bırakmış türler hep roman kategorisinde ele alınabilecek özelliklere sahiptir. Bunun yanı sıra bahsetmiş olduğumuz bu büyük önemin bir etkenine daha değinecek olursak, roman türünün okumanın sevilmesi ya da okuma alışkanlığında çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Sağlam bir kurgu ile yazılmış sürükleyici, akıcı ve okuru heyecanlandıran türler okurun kitabı hiç sıkılmadan bitirmesinde oldukça büyük öneme sahiptir. Bu sayede de başta kendi ülkemiz olmak üzere insanların kitap okuma alışkanlıklarının gelişmesinde, yeni kitapların alınıp okunmasında roman türünde yazılmış olan eserler yaptıkları bu pozitif katkılarıyla, edebiyat dünyasındaki önemlerini bir miktar daha perçinlemişlerdir.




   
   Bu tür, yapı olarak incelendiği zaman genel olarak insan hayatına yatkın yazım şekliyle karşımıza gelir. Yani en çok işlenen konular bir ailenin, insanların normal zamanlarda başlarına gelebilecek olağan olayların, akıcı ve okuyanı sürükleyecek şekilde anlatılmasıyla dikkat çekmektedir. Tabii bu durum her alanda gözlemlenen gelişmeler gibi edebiyat alanında da yaşanan gelişmeler neticesinde gelişmelere uğraşmıştır. Artık bilim kurgu olan, fantastik bir yapıda bulunan ya da doğaüstü olayların anlatıldığı romanlar, okuyucuyu alıp götüren sürükleyici yapılarıyla çok fazla tercih edilir olmuşlardır.

   Tüm bu etkenlerin yanı sıra bir de roman türünün edebiyat açısından maddi olarak çok büyük gelir sağladığı gerçeği artık herkesin bildiği bir konu olmuştur. Teknolojinin ve buna paralel olarak sinema sektörünün gelişim göstermesiyle birlikte insanların daha önce bir sayfasını bile okumadığı roman türündeki eserler film ya da dizi olarak izleyicilerle buluştuğu zaman hem yazar ya da yayınevleri bu işten ciddi telif ücretleri almakta hem de kitap satışları adeta patlama yaşamaktadır. Son zamanlarda böyle olaylara verebileceğimiz yerli ve yabancı örnekler hayli artmıştır. Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü ya da Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnusu bu roman türlerine verilebilecek yerli örneklerdir. Yabancılarda ise adeta dünyayı kasıp kavuran Harry Potter, Twilight ve the Hungar Games gibi seri haline dönüşmüş kitaplar, en çok satanlar listesinden hiç inmeyerek hem tanınırlığa hem de roman türüne olumlu bakış konusuna büyük katkılar sağlamaktadır.

Kitap

Kitap

   Hayatı olumlu yönde etkileme kabiliyeti olan, insanlık tarihinin en faydalı buluşları olarak isimlendirilebilecek ürünlere örnek verilmesini istesek akla ilk gelenler ne olurdu acaba? Bilgisayar, televizyon gibi ürünler öncelikli olarak, belki sonra da cep telefonu, tabletler ya da bunlar gibi benzeri işleve ait teknolojik ürünler üzerinden bir sıralama yapılırdı. Oysa bunların ne denli yararlı olduğunun ucu açık bir konudur. Bu sebepten dolayı da insanlık tarihinin en yararlı buluşu olarak isimlendirmek hiç doğru olmaz. Böyle bir kanıya varabileceğimiz, insanlık için hayatı öneme sahip olan sadece bir adet ürün / eşya bulunmaktadır. O ürün de çoğumuzun aklına gelmediğinden emin olduğumuz, en büyük dostumuz olan kitaptan başka bir şey değildir.


   Çoğu kişi tarafından değeri bilinmiyor olsa da kitap insan hayatı için çok büyük bir etkiye sahip olmuştur. Öncelikli olarak bilgi birikimlerinin aktarımı kitap sayesinde yapılmıştır ve halen de bu şekilde devam etmektedir. Öte yandan bahsetmiş olduğumuz bu ürün onu layıkıyla okuyan insanlara çok büyük artı değerler katmaktadır. Kitapla dost olan, onun her istediğini anlamaya çalışan insanlar bir gün mutlaka bu hazzı tatmaya başlar. Sonrasında da yavaş yavaş bilgi birikimi yükselme gösterir. Kitap o kadar önemlidir ki dünyanın neresine bakarsak bakalım bu konuya verilen değer gözlemlenebilir. Okuma alışkanlığını en üst seviyelere çekebilmek adına çok modern yapılara sahip olan kütüphaneler okuyuculara hizmet vermektedir. Bunların yanı sıra yine çok ilginç bir ayrıntı olarak gösterebileceğimiz konulardan bir tanesi de dinimiz ile ilgilidir. Kendi dinimiz başta olmak üzere diğer tüm dinlere ait olan kuralların yazıldığı kutsal olarak kabul edilen bu yapıtlar da yine kitaptır. Sadece bu durum bile kitapların aslında ne kadar da önemli bir yapıya sahip olduğunu göstermek adına yeterli olmalıdır.











                
   Tüm bunların yan sıra kitap insan hayatı için gerekli olan eğlenceyi ve heyecanı da yaşamayı sağlamaktadır. İyi bir kurguya sahip olan fantastik, macera ve korku romanları günümüzde en çok satılan türler arasında yer almaktadır. Hayatımızdaki bu önemli katkılarından dolayı gerçek dostumuz olan kitapla dostluğumuzu hiçbir zaman bozmamak hatta daha da güçlendirmek, tabiri caizse boynumuzun borcudur.

Hikaye

Hikaye

   Edebiyat dünyasında farklı yapıları ve ortaya çıktıkları farklı zamanlar ile bilinen çok çeşitli yazım türü bulunmaktadır.  Her türün farklı bir özelliği ve hitap ettiği bir kesim bulunmaktadır. Kimileri daha çok yetişkin insanların ilgisini çekerken, kimileri de çocukların ilgi alanına girmeyi başarmaktadır.  Bunların yanı sıra her edebi eserde belirli bir düzen bulunmaktadır. Zaten eserlerin belirlendiği türler de bu düzene göre kategorilere ayrılmaktadır.  Her ne kadar tür çeşitliliğinden bahsetmiş olsak da, günümüzde okuyucu kitlesinin belirli konulara yönelmesi ve bazı yazım türlerinin ilgisini kaybetmesiyle birlikte çoğu edebi türümüz ne yazık ki tarihin tozlu sayfalarına karışma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Bu türleri incelediğimiz zaman halen bilinirliğini en sağlam şekilde koruyan ve bunun yanı sıra da köklü yapısıyla bilinen yazım türlerinden bir tanesi hikâye olarak gelir karşımıza. Bu tür, birçok özelliğiyle ve güncel edebiyattaki serbestlik kavramına ayak uydurabildiği için halen sağlam şekilde ayakta durmayı ve geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır.








   Hikâye türünün genel yayılma çevresini incelersek genelde çocuk eksenli bir yapı görürüz. Hatta bu durumu edebiyatımızda en bilinen eserlerden biri olarak Dede Korkut hikâyeleri ile pekiştirebiliriz. Fakat bilindiğinin aksine bu tür her konuda yazılabilmektedirve asıl özellik olarak çocukların ilgi alanına girmesinin yanında basit yapısını gösterebiliriz. Günümüzdeki serbest edebiyat alanındaki hikâyelere göz gezdirirsek bu konunun ne kadar da değiştiğini zaten kendi gözlerimizle görebiliriz. Bir roman kadar sağlam kurguya sahip olan, her yaştan insana hitap edebilecek gücü bulunan türler elimizin altındadır.

   Hikâye diğer ismiyle öykü olarak anılmaktadır ve diğer yazınsal yapıtlarda olduğu gibi doğaüstü, gerçeği yansıtmayan olaylara yer verilmez.  Bunların yanı sıra bu türün dikkat çeken ve ayırt edici özelliklerinin arasında; diğer türlere göre oldukça kısa bir yapısının olmasını, yalın ve anlaşılır bir dilinin olmasını gösterebiliriz.  Ayrıca; serim, düğüm ve çözüm gibi 3 başlığa ayrılan hikâyede, serim karakterlerin tanıtıldığı, olaya girişin yapıldığı bölüm olarak görev yapmaktadır. Düğüm ise, olayların en heyecanlı ya da hareketli noktaya geldiği, soru işaretlerinin çoğaldığı bölümdür. Çözüm ise, akıldaki tüm soru işaretlerinin giderildiği, söylenecek son sözün söylendiği bitiş bölümüdür. Bu basit yapısı ve tanınırlığıyla hikâye edebiyatımızda var olmaya devam edecektir.

Güzel Sözler

Güzel Sözler

   Bir söz vardır, "tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır" diye. Bu söz doğru mudur, tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır mı bilinmez ama insan ilişkileri üzerinde çok büyük bir etkisinin olduğu herhangi biri tarafından karşı çıkılabilecek bir nitelikte değildir. Bu esprili söylemi bırakıp mecazi anlamda söylenmiş olan bu atasözünün aslında tam da bu konuya değinmemiz gerekir. İnsanlar hayatları boyunca, bayan, erkek, sevdiği, sevmediği ya da tanıdığı, tanımadığı kim olursa olsun mutlaka konuşma gereği duyar. Çünkü konuşmadan kimse birbirini anlayamaz. Bunun için önce dinlemek sonra da anlamak gerekmektedir. Konuşmanın yanı sıra nasıl konuşulacağı da en az bu konu kadar önem arz etmektedir. Hatta bu konu için verilen ve çok yoğun bir ilgiye sahip olan kurslar bile bulunmaktadır. Bu ilgi de doğrudan doğruya insanların güzel konuşmaya, diksiyona ne kadar fazla önem verdiğini gözler önüne sermektedir. Tabii güzel konuşmak için, karşıdaki kişiyi etkileyebilmek için illa ki bir kursa ya da benzeri bir yere gitmeye gerek yoktur. Bu konuda uyulması gereken tek prosedür olabildiğince insancıl tavırlar üstlenip güzel sözler söylemektir. Tam zamanında söylenmiş olan güzel sözler insanın tam gönlüne girerek çok önemli bir etki yaratmaktadır.




                
   Günümüzde internetin büyük gücüyle artık bu konu herkesin bilgisi dahiline girmiş ve herkes bir şeyler söyler olmuştur. Çeşitli kitaplardan yapılan alıntılar güzel sözler olarak etrafta dolaşmakta ya da bu şekilde güzel sözler paylaşan internet siteleri yoğun ilgi görmektedir. Tabii böyle ortamlarda yazarların telif haklarının da olabildiği düşünüldüğü zaman yapılan işin ne derece doğru olduğunu düşünmek gerekir. Bunun için de yapılabilecek en iyi işlemlerden bir tanesi güzel sözlerin çeşitli kaynaklarca derlendiği ya da yazar tarafından baştan oluşturulduğu kitapları almaktır. Bu şekilde çok daha sağlıklı ve doğru anlamlar içeren güzel sözleri ezberleme şansı doğarken, aynı zamanda da herhangi bir yazarın hakları çiğnenmemiş olur.
                
   Tüm bu imkânlardan yararlanarak ezberlenen ve tam zamanında söylenecek olan güzel sözlerin gerek bozulan arkadaşlık durumlarına, gerek sevgililer arası ilişkilere, gerek de bu tür tüm ikili konulara doğrudan etkisi olacağını tahmin edebiliriz.

Öykü

Öykü

   Hayatın devam ettiği her noktada edebiyat hep kendini gösteren, insanın içinde olan bir durumdur. Çevremizde gördüğümüz birçok olayın köken olarak edebiyata dayandığını çok rahat bir şekilde ifade edebiliriz. Günümüzde en çok tercih edilen eğlence ya da hobi aracını düşünelim. Bu düşüncelerimizi sinema, televizyon ya da tiyatro gibi başlıca ilgi alanlarıyla pekiştirebiliriz öyle değil mi? Bunlardan hoşnut olmayan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu şekilde insan hayatının her zaman içinde olan, her an takip edilen bu konuların da edebiyatın içinde olduğunu düşünecek olursak başta kurmuş olduğumuz cümlelerde esasında ne kadar da haklı olduğumuz çıkacaktır ortaya. Sinemada vizyona girmiş bir film düşünelim; filmin arka planında birçok unsur bulunmaktadır. 




   En önemli konular olarak gösterebileceğimiz filmde geçmekte olan öykü, yani senaryo birebir edebiyatla ilgilidir. Bunun yanı sıra roman kitaplarının da senaryolaştırıldığı görülebilir. Ayrıca öykü kitapları da kısa yapılarına rağmen genişletilerek film senaryosu haline getirilebilmektedir. Aynı konudan diziler ve tiyatrolar için de bahsedebiliriz. Her zaman yazılı olan bir öykü vardır. Zaten çok derin düşünmeye gerek yok, hangi film, hangi oyun, hangi gösteri ya da hangi program olsun hepsinin yapıları edebiyat ile açıklanabilir. Bu açıklamanın da en iyi şekilde olabilmesi için edebiyat dünyasının vazgeçilmez parçası olan öykü türü karşımıza çıkar. Bu türün niteliklerinden olan serim düğüm ve çözüm bölümleri her olayda karşımıza çıkar. Bu sebeplerden dolayı diğer sanatlarla edebiyatın birleşme alanını en fazla öykü olarak göstermekteyiz.

   Öykü anlatmış olduğumuz tüm bu özelliklerinin yanında aslında kendi benliğiyle de oldukça çok tanınan ve sevilen bir türdür. Hatta son 10 - 15 yılı saymayacak olursak öykü türünün edebiyat alanında en fazla tercih edilen tür olduğunu görebiliriz. Artık günümüzde roman bu sentezi biraz biraz yıkıp liderliği ele almaya başlamıştır. Fakat bu durum öykünün gözden düştüğü ya da düşeceği anlamına gelmez. Olayların kısa ve sade olarak anlatılmasının yanı sıra olayın geçtiği mekân ve gerçekleştiren kişilerin anlatımındaki yoğunluk nedeniyle bu tür hep ayakta kalmayı sürdürecektir.

Kitaplar

Kitaplar

   Bir anket yapılmış olsa ve bu ankette insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en etkili iletişim aracı, yapısal olarak ne diye sorulsa ne cevaplar verilirdi diye bir düşünelim. Bu anket sorusunda yapısal kelimesinin geçme sebebi cevaplarda dil olmasını engellemek niyeti taşımaktadır. Yani şu şekilde sadeleştirecek olursak, insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en etkili iletişim buluşu nedir şeklinde değiştirebiliriz. Siz bu soruya ne cevap verirdiniz? Telefon mu? Televizyon mu? Radyo mu? Ankete katılan insanların da büyük bir bölümü başta telefon olmak üzere bu seçenekleri ardı ardına sıralardı. Esasında mantıklı düşünüldüğü zaman iletişim aracı denildiğinde akla ilk gelen araç telefon olmaktadır. Fakat bu cevabı vermek çok üstün körü bir yaklaşım biçimi olur. Yani cevap kesinlikle telefon ya da benzeri bir teknolojik yapıt değildir. Çünkü bu tür yapıtların etkisini gösterdiği zaman dilimi her ne kadar geniş gibi görünse de aslında o kadar fazla bir etki süresi yoktur. Telefon denilen alet ne kadar zamandır iletişim sağlamaktadır? 60 - 70 yıl ya da daha fazlası. Peki, bu evrensel nitelikte bir iletişim aracı için yeterli midir? Tabii ki hayır… Bunu söyleyebilmek için insanlık tarihinin en başlarından bu yana iletişimi sağlayan bir yapı olması gerekmektedir. Tüm bu özellikleri layıkıyla üzerlerinde barındıran yapıtlar kitaplar olarak gelir karşımıza. Tabii bu konu günümüzde olduğu gibi ciltli, renkli, kapağında ilgi çekici resimler yazılar olan kitaplar olarak düşünülmemelidir. Geçmiş medeniyetler hakkında bilgi edinmemizi sağlayan yazıtlar, kitabeler aslında hep aynıdır. Kitaplar da bu özelliğe sahip olan ilkel yapıtların modernleşmiş halidir zaten.






   Kitaplar eğer değeri bilinse, ona göre hareket edilse aslında bir insan için çok büyük bir öneme sahiptir. Fakat ne yazık ki günümüzde, özellikle de ülkemizde bu konu çok fazla göz ardı edilmektedir. Kitaplar ve kitaplıklar evde sanki bir süslercesine bulunup üzerindeki tozları silmekten başka hiçbir etkileşime girilmemektedir. Oysa böyle mi olması gerekir? Kitaplar bizim en büyük dostumuzdur. Çok klişe bir söz olacak belki ama gerçekten de öyle…

   Neyi araştırırsak araştıralım bilgi alabileceğimiz, her zaman yanımızda olanlar onlar değil midir? Kendimizi bilmenin geçmişi bilmekte yattığı sözünden çıkarak geçmişi kitaplar öğretmez mi bize? Yine aynı şekilde her nasıl ki biz onlar sayesinde geçmişi öğrenebiliyorsak, gelecek nesiller de kitaplar yardımıyla tanıyacak bize. Tüm bu sebeplerden dolayı böyle ulu görevleri olan kitaplar herkes tarafından daha çok sevilmeli ve daha çok değer verilmelidir.