15 Nisan 2013 Pazartesi

Ucuza Kitap


                Kitabevleri ile dolu bir pasaja girip herhangi bir dükkândan içeriye adımınızı attığınızda her çeşit kitapla karşılaşma şansınız bulunmaktadır. Piyasaya yeni sürülen kitaplardan üzerinden zaman geçen kitaplara kadar, hepsine rastlanabilir. Bir de ortada ayrı bir bölmede bulunan 2 3 liralık kitaplar dikkat çekebilir. Bu son derece tuhaftır aslında.



                Böylesine bir fiyata roman satın almak...  Ucuza kitap doğrusu sevinilesi mi yoksa acınması gereken bir durum mu bunun tercihini yapmak oldukça zorlamakta bizi. Çünkü ucuza kitap almak okuyucu açısından evet oldukça avantajlı… İsteyen herkesin dilediği kitabı kolayca alması çok iyi... Fakat diğer yandan yazarın emeğini de düşünmek gerekmekte. Hiç şüphe etmeden ifade edebiliriz ki yazar o kitabı ele alırken 2 3 liraya orta raflarda sürünmesini hayal etmemiştir. Bunun hakkında ne söylenebilir ki? Yine de bu konu ucuz kitap almaya bir eleştiri değildir tabii. Elbette bu tür avantajları kullanmak önemlidir.



Seri Kitaplar


                Eğer ki bir kitabın ne derece sevildiğini ve insanlar tarafından ne derecede ilgi gördüğünü anlamak istiyorsak onun basımına ya da seri olma durumuna bakmak yeterli olacaktır. Doğrusunu söylemek gerekirse basım konusu ele aldığımız konu üzerinde yanıltıcı bir etkiye sahip olabilir. Çünkü baskı sayısı değişkenlik gösteren bir olgudur. Yani A kitabı 10. baskıya ulaştığı için başarılı olmak zorunda değildir.



                Çok fazla promosyon verildiyse ve baskı adeti de oldukça düşük seviyelerde ise yeni baskıların olması normaldir. Fakat seri kitaplar için aynısını söylemek asla ve asla mümkün değildir. Her seri kitabın belirli bir başarısının olduğundan söz etmek mümkündür. Sonuç olarak yeni seriler gelen tepkilere ve dönüşlere göre şekillenip ortaya çıkmaktadır. Kendi kendine seri olan bir kitabın olması mümkün müdür? Her ne kadar bu tür kitaplar daha yabancı yazarların kaleminden çıkıyor olsa da bizde de bu potansiyel en iyi şekilde bulunmaktadır.  


Hayat Dolu Şiirler


                Şiir bizde genel anlamıyla karanlık bir coğrafyadan fırlamış gelmiş her zaman üzüntüyü taşıyan hep mutsuzlukları ele alan bir olgu gibi ele alınmaktadır. Hatta bunun etkisiyle beraber bu hayata yeni soyunanlar ya da ilk kez bir şeyler yazıp çizmeye çalışanların dahi kasvetle bir şeyler karaladığını görürüz. Oysa ki hayat dolu şiirler de vardır.



                Onlar da aynı sanat anlayışını benimseyip aynı edebi kurallara uyabilir. Hatta bu tür şiirleri ismiyle de bağdaşık olarak ayrı bir yere koymak mümkündür. Çünkü çoğunda insanın hayata bakışını değiştirebilecek sağlam dizlerin bulunma şansı vardır. Bu yüzden şiir gerek yazımı esnasında olsun gerek de okuma için tercih edilen eserler olsun en az karanlık temalar kadar hayat dolu şiirler de tercih edilmelidir.




14 Nisan 2013 Pazar

Gece Kitap Okumak


                Kitap okuma zevkini tüm ayrıntılarıyla tatmış bir kişi için bu zevk gerçekten de ifade edilebilecek derecede değildir. Hani anlatılmaz yaşanır sözünü ne kadar klişe de olsa burada kullanmak doğru olacaktır. Bu bağlamda bu dünyaya girmiş kişilerin birinci önceliği kitaplarla haşır neşir olmak olarak, bir kitabı bitirmeden diğerine başlamak olarak tanımlanabilir. Bahsetmiş olduğumuz bu tutku için zaman da sınırlı değildir.



                Hatta çoğu aktivite için uygun olmayan zaman dilimi, yani gece kitap okumak için oldukça müsaittir. Bu bağlamda gece kitap okumak belki de en verimli sürecin yaşanmasını sağlayabilir. Bunun için karanlıkta özel aydınlatma şekilleriyle kitap okumak için üretilmiş araç gereçlerde bulunmaktadır. Bunun yanı sıra loş bir ışıkta bomboş zihinle kitap okunması da sıkça görülür ve tavsiye edilir.



Okuma Keyfi


                Hayat devam ederken yapabileceğimiz çok farklı eğlence şekilleri bulunmaktadır. Hobi olarak ifade edilen bu aktivitelerde, yapılan işten keyif alınması ve onun alışkanlık haline gelmesi görülmektedir. Hobi olarak gösterebileceğimiz o kadar fazla şey bulunmaktadır ki, bunlar insanların zevklerine göre şekillenip farklılık göstermektedir.



                Bunlardan bir tanesini de, hatta belki de bu zevki tadanların anladığı şekli ile en büyüğünü  okuma keyfi olarak göstermek mümkündür. Çünkü kitap okumak, her şeyin hayal dünyamızda şekillendiği bir aktivitedir. Eğer bir film izliyorsak oradaki karakteri biz oluşturmayız. Zaten var olan karakter şekli bize kabul ettirilir. Ama okuma keyfi tam da burada devreye girer ve her şey bizim düşündüğümüz gibi, hayal dünyamızda şekillendiği gibi oluşur. Bu da kitap okumayı başta televizyon izlemek olmak üzere her şeyin üzerinde bir yere taşır.



Ünlü Yazarlar


                Ülke çapında ele alacak olursak ünlü olarak ifade edeceğimiz nitelemeler kime yöneliktir diye bir soru soracak olursak nasıl cevaplar alırız? Günümüzde bu duruma örnek gösterebileceğimiz örnekler ya da alacağımız cevaplar film artistleri ve sanatçıları kaplar daha çok. Bazen de tiyatro sanatçıları bunun için zaman zaman örnek olarak gösterilebilir.



                Fakat esasında hepsinden önce bu topraklarda tanınmış olan ünlü ibaresini layıkıyla alnına yapıştırabileceğimiz kişiler ünlü yazarlar olarak ifade edilmelidir. Çünkü bir sanatçıya ünlü demek oldukça kolaydır. Biraz maddiyat verip kaset çıkartırsa birkaç yere çıkıp kendi adına prim yapsa kısa süreliğine ünlü olabilir. Fakat yazarlık böyle midir? Ünlü yazarlar halk tarafından sevilmiş benimsenmiş kişilerdir. İkisi arasındaki farklı çok iyi anlamak gerekir.



13 Nisan 2013 Cumartesi

İlham Perisi Nedir?


                Bazen yazım işinin her an içinde olan kişiler tarafından bazen de bu konuyla alakası dahi olmayan kişiler tarafından duyma şansımızın olduğu bir söz. Fakat sadece yazma ile iliskilendirilmeyip hayal gücü gerektiren her iş işin kullanıldığını ifade etmekte büyük fayda bulunmaktadır.



                Evet, bahsetmiş olduğumuz ilham perisi sözündeki olgular tamamen hayal dünyasıyla örtüşük bir yapı sergilemektedir. Hatta bu hayali gücün yazmaya çizmeye ya da çeşitli işlere büyük oranda teşvik ettiğini de çok rahat bir şekilde öne sürebilir. Nitekim her bu işin içinde olan kişilerin, özellikle de yazar ve şairlerin; kendilerine ilham perisi yaratma çabaları bilinmektedir. Böylece yazma duygusu herhangi bir olgu ya da herhangi bir kişi üzerinde yoğunlaşmasıyla birlikte ortaya çıkar.



Şiirin Tam Anlamı


                ? Şiir edebi türlerin içinde en fazla insanlarla etkileşim kuran, en geniş anlamlı olması özellikleriyle tanımlanmaktadır. Bunun için şiiri her kalıba, her anlam dağarcığına, her düşünceye ve daha böyle her olguya sokmak; o konuyla bütünleştirip bir tanımlama yapmak mümkündür. Böylesine geniş alanlara etki etmesi şiirin ne kadar çok benimsendiğini ve insan hayatında ne kadar fazla var olduğunu gösterdiği gibi aynı zamanda da bir tanımlama yapmayı oldukça güç hale getirmektedir. Şiirin tam anlamı bu şekilde ele alınacak olursa herkes için farklılık gösterir.



                Dünyaca ünlü edebiyatçılar da her zaman şiirin tam anlamı konusunda aynı şeyleri ifade etmektedirler zaten. Biz de kendimizde bir anlam getirecek olursak.. Şiir, söylemeye gücümüzün yetmeyeceği şeylerin puslu sokaklardan geçip yürek gücüyle kâğıda dökülmesi olarak bir tanımlama yapabiliriz.



Yazma Duygusu


                Her insan duygularını ifade etmek ister. Bunu kimi zaman zaman avaz avaz bağırarak yapılır kimi zaman da oldukça sessiz davranarak fakat yürekte fırtınaların kopmasıyla gerçekleşir. Her nasıl olursa olsun bir takım yöntemlerle bu birikimlerdir aktarılır. Hatta insan o anda içinden gelenleri kâğıda dökmek bile isteyebilir. İşte böyle bir yoğunluk içinde kalma durumunu yazma duygusu olarak ifade edebiliriz.



                En katı kalpli görünen insanın bile kendiyle baş başa kaldığı zamanlar da söylediği sözler olabilir ya da kendisiyle konuşabilir. Böylesine duygu yoğunluğu yaşama durumu her şeyin üst üste geldiği zamanlarda ya da çok mutlu olunan zamanlarda karşımıza çıkabilir. Fakat öyle ya da böyle, iyi günde belki de kötü günde yazma duygusu her zaman dışarıya çıkma potansiyeli olan bir olgudur. Bunu en iyi kullananlar da en iyi yazarlardır.



12 Nisan 2013 Cuma

Elektronik Kitap


                Kitap okuma yoğunluğunun daha fazla seviyelere ulaşması için ya da amatör olarak bir şeyler yazıp bunu ağ desteğiyle herkese ulaştırma amacında olan kişilerin başvurduğu ilk yöntem elektronik kitap olarak gösterilmeye müsaittir. Fakat her ne kadar amatör olarak yazıp bunu tüm okuyucuya ulaştırmak amacında olanların kullandığı bir yöntem olarak ifade etsek de bunun tam aksine profesyonel anlamda elektronik kitap bulmak mümkündür.



                Yine baskısı yapılmış ve defalarca kez yeni baskıya girmiş kitapların da elektronik sürümlerini bulmak mümkündür. Daha kolay ve zaman zaman ücretsiz zaman zaman da oldukça düşük ücretlere ulaşılabilen bu kitaplar bunlara rağmen normal kitaplar kadar ilgi görmemektedir. Kitabın sayfa kokusunu almak isteyen ve yatarken bir yere giderken kısacası her yerde rahatça kitabını okumak isteyen okuma sevdalıları için elektronik kitap bir alternatif olmaktan ileriye gidememektedir.



Mizah Dergileri


                Ülke başında dergi anlayışının ve bu dergilerin okuma alışkanlığı edinilmesinde belirli bir tarihten sonra büyük boşluk yaşandığı herkes tarafından bilinmekteydi. Çünkü bilindiği gibi cumhuriyet yıllarında yoğun bir etkisi olan ve sıkça kullanılan dergiler ki bunlar başta edebiyat dergileri; sonradan etkilerini yitirdiler.



                Bu alandaki değişimler ise 2000li yılların başında farklılık göstererek yeniden yapılanmaya girdi ve insanların ihtiyacı olan ürünler ortaya çıkıp günümüzde başta mizah dergileri olmak üzere çok büyük ilgi görmeye başladı. Hiç şüphe etmeden söyleyebilir ki dergi hayatının canlılık kazanması ve diğer dergi yayıncılarını da cesaretlenen en büyük etken mizah dergileri ve bunların başarılarıdır. Genel olarak güncel olayları ve siyaseti esprili bir dille eleştiren, Nasreddin hoca edasıyla güldürürken düşündüren mizah dergileri bu alanda önemli eserler vermektedir.



Kitap Bitirme Süresi


                Kitap okuma ya da kitap satın alma konusundaki en büyük sıkıntımız onun en fazla 100 sayfa olsa dahi göze çok büyük gibi görünüp uzun sürede bitirilemeyecek olma düşüncesidir. Çünkü ülke olarak genel problem kitap hakkında bu konu olacak şekilde ifade edilmeye gayet müsaittir. Ne kadar kitabı severek de merakla okumak istesek de birazcık ağır bir dil olur da iki üç sayfa devam ederse o kitap bir kenara bırakılır bir daha yüzüne dahi bakılmaz.



                Aslında doğrusunu söylemek gerekirse kitap bitirme süresi tabii kitabın sayfasına göre değişir. Ama bu işe zaman ayıran bir günlük 70 sayfa rahat okuyabilir. Eğer bu kitap okuma süresi hakkında endişesi olanlar ve sürekli süreyi uzatan kişiler varsa yapılacak en önemli tavsiye düşük sayfalı ve akıcı kitaplar ile bu zevki tatmaları olacaktır. Sonrasında zaten çıta kendiliğinden yükselir.



11 Nisan 2013 Perşembe

Şiir Konuları


                Yüzyıllar boyunca konuşma diliyle beraber hep var olmayı başarmış, insanların en büyük kendini ifade edebilme araçlarından bir tanesi haline gelmiş hatta çoğu zaman dil ötesi işleve dahi geçmiştir. Günümüzde de halen yoğun şekilde de kullanılan ve birçok insanın hayranlık duyduğu bu olgu elbette ki şiirden başka hiçbir şey olarak ifade edilemez.



                Böylesine geniş bölgelere geniş kültürlere yayılmış bir olgunun doğal olarak konuları da aynı derecede yoğunluk gösterir. Yani ülkemizde her ne kadar şiir konuları önce aşk ve vatan olmak üzere bazen de doğa ve İstanbul ile ilgili olsa da normalde şiire konu vermek sınırlıdır. Çünkü insan gördüğü her şey hakkında bir şiir yazabilir. Biraz önce dediğimiz gibi şiir de bir kendini ifade etme aracıdır. O yüzden hakkında konuşulan her şey için konu olabilmesi, şiir konuları gibi bir sınırlama yapmayı da ortadan kaldırmalıdır.