Bir
anket yapılmış olsa ve bu ankette insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en etkili
iletişim aracı, yapısal olarak ne diye sorulsa ne cevaplar verilirdi diye bir
düşünelim. Bu anket sorusunda yapısal kelimesinin geçme sebebi cevaplarda dil
olmasını engellemek niyeti taşımaktadır. Yani şu şekilde sadeleştirecek
olursak, insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en etkili iletişim buluşu nedir
şeklinde değiştirebiliriz. Siz bu soruya ne cevap verirdiniz? Telefon mu?
Televizyon mu? Radyo mu? Ankete katılan insanların da büyük bir bölümü başta
telefon olmak üzere bu seçenekleri ardı ardına sıralardı. Esasında mantıklı
düşünüldüğü zaman iletişim aracı denildiğinde akla ilk gelen araç telefon olmaktadır. Fakat bu cevabı vermek çok üstün körü bir yaklaşım
biçimi olur. Yani cevap kesinlikle telefon ya da benzeri bir teknolojik
yapıt değildir. Çünkü bu tür yapıtların etkisini gösterdiği zaman dilimi her ne
kadar geniş gibi görünse de aslında o kadar fazla bir etki süresi yoktur.
Telefon denilen alet ne kadar zamandır iletişim sağlamaktadır? 60 - 70 yıl ya
da daha fazlası. Peki, bu evrensel nitelikte bir iletişim aracı için yeterli
midir? Tabii ki hayır… Bunu söyleyebilmek için insanlık tarihinin en
başlarından bu yana iletişimi sağlayan bir yapı olması gerekmektedir. Tüm bu
özellikleri layıkıyla üzerlerinde barındıran yapıtlar kitaplar olarak gelir
karşımıza. Tabii bu konu günümüzde olduğu gibi ciltli, renkli, kapağında ilgi
çekici resimler yazılar olan kitaplar olarak düşünülmemelidir. Geçmiş
medeniyetler hakkında bilgi edinmemizi sağlayan yazıtlar, kitabeler aslında hep
aynıdır. Kitaplar da bu özelliğe sahip olan ilkel yapıtların modernleşmiş
halidir zaten.
Kitaplar eğer değeri bilinse, ona
göre hareket edilse aslında bir insan için çok büyük bir öneme sahiptir. Fakat
ne yazık ki günümüzde, özellikle de ülkemizde bu konu çok fazla göz ardı
edilmektedir. Kitaplar ve kitaplıklar evde sanki bir süslercesine bulunup
üzerindeki tozları silmekten başka hiçbir etkileşime girilmemektedir. Oysa
böyle mi olması gerekir? Kitaplar bizim en büyük dostumuzdur. Çok klişe bir söz
olacak belki ama gerçekten de öyle…
Neyi araştırırsak araştıralım bilgi
alabileceğimiz, her zaman yanımızda olanlar onlar değil midir? Kendimizi
bilmenin geçmişi bilmekte yattığı sözünden çıkarak geçmişi kitaplar öğretmez mi
bize? Yine aynı şekilde her nasıl ki biz onlar sayesinde geçmişi
öğrenebiliyorsak, gelecek nesiller de kitaplar yardımıyla tanıyacak bize. Tüm
bu sebeplerden dolayı böyle ulu görevleri olan kitaplar herkes tarafından daha
çok sevilmeli ve daha çok değer verilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder