Hayatın
devam ettiği her noktada edebiyat hep kendini gösteren, insanın içinde olan bir
durumdur. Çevremizde gördüğümüz birçok olayın köken olarak edebiyata
dayandığını çok rahat bir şekilde ifade edebiliriz. Günümüzde en çok tercih
edilen eğlence ya da hobi aracını düşünelim. Bu düşüncelerimizi sinema,
televizyon ya da tiyatro gibi başlıca ilgi alanlarıyla pekiştirebiliriz öyle
değil mi? Bunlardan hoşnut olmayan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu
şekilde insan hayatının her zaman içinde olan, her an takip edilen bu konuların
da edebiyatın içinde olduğunu düşünecek olursak başta kurmuş olduğumuz
cümlelerde esasında ne kadar da haklı olduğumuz çıkacaktır ortaya. Sinemada
vizyona girmiş bir film düşünelim; filmin arka planında birçok unsur
bulunmaktadır.
En önemli konular olarak gösterebileceğimiz filmde geçmekte olan
öykü, yani senaryo birebir edebiyatla ilgilidir. Bunun yanı sıra roman
kitaplarının da senaryolaştırıldığı görülebilir. Ayrıca öykü kitapları da kısa
yapılarına rağmen genişletilerek film senaryosu haline getirilebilmektedir.
Aynı konudan diziler ve tiyatrolar için de bahsedebiliriz. Her zaman yazılı
olan bir öykü vardır. Zaten çok derin düşünmeye gerek yok, hangi film, hangi
oyun, hangi gösteri ya da hangi program olsun hepsinin yapıları edebiyat ile
açıklanabilir. Bu açıklamanın da en iyi şekilde olabilmesi için edebiyat
dünyasının vazgeçilmez parçası olan öykü türü karşımıza çıkar. Bu türün
niteliklerinden olan serim düğüm ve çözüm bölümleri her olayda karşımıza çıkar.
Bu sebeplerden dolayı diğer sanatlarla edebiyatın birleşme alanını en fazla
öykü olarak göstermekteyiz.
Öykü anlatmış olduğumuz tüm bu
özelliklerinin yanında aslında kendi benliğiyle de oldukça çok tanınan ve
sevilen bir türdür. Hatta son 10 - 15 yılı saymayacak olursak öykü türünün
edebiyat alanında en fazla tercih edilen tür olduğunu görebiliriz. Artık
günümüzde roman bu sentezi biraz biraz yıkıp liderliği ele almaya başlamıştır.
Fakat bu durum öykünün gözden düştüğü ya da düşeceği anlamına gelmez. Olayların
kısa ve sade olarak anlatılmasının yanı sıra olayın geçtiği mekân ve
gerçekleştiren kişilerin anlatımındaki yoğunluk nedeniyle bu tür hep ayakta
kalmayı sürdürecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder